Siyasetin zirvesinde hareketlilik sürse de, vatandaş geçim derdine düşmüş, ne dedikleri umurunda bile değil.
Kim ne söylüyor, ne vaat ediyor, çoğu kişinin merak ettiğini bile sanmıyorum.
Çünkü inandırıcılıklarını yitiriyorlar her geçen gün.
Milletvekilleri kabuğuna çekilmiş, vatandaşa derdin ne diye sormadığı gibi, yereldeki siyasette kısır döngü içinde...
Şimdilerde vatandaşın gündeminde;
Mutfakta yangın, kiralarda da fahiş fiyatlar ve marketlerde 'etiket fırtınası' var.
Asgari ücret, ortalama ücret oldu, işçi ve memur emeklisi kaç lira zam olacak onu düşünüyor.
En asgari maaş kimin olacak?.
TV'lerde dizilerin bu kadar reyting almasının nedeni de sanırım, vatandaşın sorunlarından biraz olsun arınabilmek için 'dizilerle kendilerini oyalamasından ibaret'..
Masterchef programında da kimsenin 'yemek nasıl yapılıyor, nasıl tatlandırılıyor' merak ettikleri onlar değil.
Asıl izledikleri restoranlarda bin liralık tabaklarda kimler ne yiyor, zenginler ne tüketiyor, onları izliyorlar.
Bu yazdıklarım şaka değil;
Çevrenizde 'Siyasetin yorumlandığı, Millet İttifakı'nda kim aday olacak tartışmalarının yaşandığı TV tartışma programlarından' daha çok dizilerin tercih edildiğine şahit olacaksınız.
Çünkü geçim derdi, her şeyin önüne geçti.
Vatandaş umut arayışını, siyasette bulamadığından endişesini bastırmak için 'kendi yaşamlarının gerçekliğinden çok uzak, dizilerdeki farklı yaşamlara dikkat kesildi'.
Genelleme yapmıyorum ama dizilerin müdavimlerinin daha çok 'dar gelirliler olduğunu' görüyorum.
Ve ilginçtir;
Seçimlere 4-5 ay kalmasına rağmen, siyaset adına yerelde 'yaprak kımıldamıyor'.
Mevcut vekiller zaten parti gözetmeksizin sırra kadem basmış durumda.
Vatandaştan çok uzaklarda.
Ankara siyasetinin bugüne kadar görülmemiş bir hali hakim Samsun'da.
Diğer illeri bilmiyorum ama çok farklı olduğunu da sanmıyorum.
Önümüzdeki genel seçimde hangi partiden kimler aday olabilir diye, sizler gibi bizler de üç, beş meslektaş bir araya gelince konuşuyoruz.
İsim bulmakta zorlanıyorum.
Toplumda karşılığı var mı hemen onu sorguluyoruz.
Siyasi partilerin yerel teşkilatlarına zaten anlam vermek mümkün değil.
Sanki Ankara'dan Genel Başkanının konuşmasıyla, seçmenin oyu cepte gibi davranıyor çoğu.
'Asla cepte olan bir şey yok'.
Çok farklılaşan bir seçmen profili var.
Ben sandıktan 'herkese ders çıkabilecek sonuçlar bekliyorum'..
Vatandaş bu kez çok farklı bakıyor.
İktidar ya da muhalefet partileri 'Hepsi sahaya ve seçmene kendi penceresinden bakıyor'.
Yanılıyorlar.
Daha önce farklı partilere oy vermiş bir çok seçmenle konuşuyorum;
İyi liste çıkmazsa, oy verdiği partisine değil, ittifak içindeki bir başka partiye oy vereceğinden söz ediyor'.
Özellikle Millet İttifakı açısından da bir noktaya temas etmek gerekir.
'Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı gerçekten çok önemli'.
Oy tercihlerini o aşamadan sonra çok daha rahat izleme şansımız olacak.
Ancak, yereldeki siyasetin bu kadar zayıf olması, kime yarar, ne kadar yarar onu kestirmek zor.
Özellikle AK Parti açısından 'böylesi sessiz bir seçim dönemine hiç rastlamadım desem yeridir.'
Diğer partiler sahaya çıkana kadar, tüm Samsun'u ilçe ve hatta köyleriyle iki kez dolaşan AK Parti'de öyle bir durgunluk var ki;
Milletvekillerini bir tarafa bırakın, il ve ilçe teşkilatları bile sahaya çıkmıyor.
Arada bir 'genel merkez politikasına uygun' masa başı açıklamaların dışında bir şey yok.
Siyasetin bu kadar 'vatandaştan' uzak yapıldığına ilk kez şahit oluyorum.
Siyasiler de 'dizilere mi takıldı acaba' diyeceğim de;
Sandıktan 'gerçekler ortaya çıkacaktır'.
Kaldı ki; aday adayı da zaten bir elin parmakları kadar o da 'söylentiden ibaret'..
Şahsi fikrim, bana deseler milletvekili aday listesini al sen yap diye, 'çıkamam işin içinden'.
Çünkü vatandaşın oy veririm diyeceği aklıma gelen isim sayısı toplamda 5'i geçmez...
Mevcutlar dahil.
Demek istediğimi anlamışsınızdır.
Partisinin teşkilatını bilen, vatandaşın sorunlarını ve çözüm noktalarında etkili olmayı becerebilen, sahayı tanıyan kaç isim var ki..
Kaldı ki, ulaşılabilir olabilmek hepsinden önemli.
Hele ki, bu saatten sonra sahaya çıkıp, kendini tanıtacak, vatandaşı ikna edebilecek yeni aday adaylarından 'sayabileceğim isim sayısı üçü geçmez'..
Hele ki bunların arasında 'teşkilatlarda görev almış olanlar olacaksa;
Kim bildiğim kadarıyla olacak..
'Görevdeyken ne kadar ulaşabilirdin, Samsun'a, sorunu için kapına gelen vatandaşa ne katkı verdin' diye soracaklardır elbette.
İşin özü;
Genel siyasette, Ankara'da fırtınalar kopsa da;
Yereldeki siyasette bir o kadar zayıf ve rüzgardan yoksun olarak sürüyor.
Bakalım 'sandığa yansıması olacak mı', olursa ne kadar olacak?.
Hep birlikte göreceğiz; İnşallah..